20 Aralık 2021 Pazartesi

mon amour

o kadar çok parçaya ayrıldı ki kalbim, bir araya getirip sevemiyorum seni.

25 Kasım 2021 Perşembe

banktayım,

gün doğsun diye bekliyorum. gün doğumları ilgimi çekmez aslında, batımlarına ise aşığım.

dolapta bulup yediğim, ekşimiş haşlanmış mısırın zarı var dişimin arasında, tek düşünebildiğim o. neredeyse orada olduğuna sevineceğim, aklımı meşgul ettiği için. saçlarım yağlı, t-shirtüm delik, sivilcelerim azdı, şeytan tırnağımı yoldum, sızlıyor o da. kusursuz bir pejmürdelik. yorgun muyum? o da garip bir duygu, yüzü olmuyor insanın dolu dolu yorgunum demeye ama yorgunum ya, bal gibi (dur hadi iyice saçmalayalım) buz gibi yorgunum.

doğru şarkıyı bulup dinleyeceğim derken oniki dakika oyalandım, arada doğdu gün. böyleyim ben, hakkıyla yapacağım derken, şeyleri hep kaçırdım. her-şeyleri..

ne ki bu “ilk ışık” muhabbeti?! garip puslu bi gökyüzü.. bank da ıslaktı, kıçım sırılsıklam. yürüyüşe çıkacak ilk yaşlıyı bekliyorum, düşerler şimdi. 

27 Temmuz 2021 Salı

evet

 çünkü var bu, maalesef.. 

deniz dalgalı, kayalar keskin, rüzgar falan da hep.. 

bu var. bu kavga-gürültü, bu kırıklar, morluklar hep oldu ve olur.. 

kabalık, bencillik çokça, hem de sürekli. 

ben..

ben direnmiyorum. ne sana, ne tüm bunlara. izin veriyorum daha çok. yık beni, ne bileyim kır, yağmala.. 

daha ne olabilir ki?! 

çünkü var bunlar hep. ben, biz, nefes yok. 

böyle, maalesef.

16 Haziran 2021 Çarşamba

boktan tarihime bir not daha

"bol şans" dedi en son bugün, bana bundan sonrası için bol şans.. 

ben hep kalkışıyorum, deniyorum, ekseriyetle yanılıyorum, "dur" diyen bi iç sesim yok maalesef, hep hareket ediyorum. belki bu yüzden 'iyi'nin radarına giremiyorum, 'doğru'nun görüşü dışında kalıyorum ya da kim bilir, ancak böyle akışı yakalayabiliyorum. korkarım arpa boyu yol gidemedim bu yüzden, zaman geçiyor yalnızca. en son ne zaman mutluydum hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum. yüreğimin o köşesi yanıp sönmeye başlıyor düşündükçe, sana değen sağ omzum ısınıyor ve tabii ki gözlerim doluyor. neşem o anda kaldı, en son evden çıkarken unuttum, neşem sende kaldı. 

ama konumuz bu değil. bu konu artık hiç bizim değil.

herkese "olacak" diyorum, "bu kez olacak!". çok tedirginim oysa, bi hesap hatası var muhakkak yine, doğrusu -pek- hesap yok. ama yoruluyorum, evdeyim ve çok yoruluyorum. 

14 Ocak 2021 Perşembe

biliyosun di mi,

biz karşılaşamayız bile..

ben böyle beklerken aslında..

yani biz aslında bir daha hiç..

yani biliyosun di mi,

ben senden haber bekliyorum.

biliyorum, çok çok zamanlar geçti, çok çok yaşandı arada.. 

evet, duruyor eteğimizdekiler ve belki gerek olmayabilir dökmeye..

ama biliyosun di mi?


bilmiyosun.

bilsen..

7 Aralık 2020 Pazartesi

pencere önü sayıklamasıdır.

bu daha ne kadar devam edecek?! ben deneyip duracağım, hayat çelme takıp duracak.. çelmeyi kendi kendime takıyorumdur belki, olmayacak şey değil.. ayağa kalkmışken yürümeye devam etmek istiyorum ama yön yok, ışık yok, pabuçlar rahatsız.. yine bonboş metafor.. 

seni beklerken oyalanıyormuşum gibi de geliyor bi yandan. üst üste o kadar çok hata ya da hataya benzer şey yaptım ki, doğruyu ayırt etmem çok güç artık. "daha iyi yenilmek" falan bitti hep. 

çok düşüğüm bugün, kızgınım da biraz. ondörtbindörtyüzseksenyedi adım atmışım, ne oldu, eve döndüm yine. galiba 'biraz'dan fazla kızgınım. rüyamda seni gördüm sanırım, bitmedi gitti seni sevmelerim, özlemelerim.. en çok ona kızgınım. 

al! kahve de soğudu yine..

21 Ekim 2020 Çarşamba

yalın-sız

ben bişey yaptım;

egedeyim. 

hep söylediğim gibi, nikka'yı alıp geldim. 

insan kendinden uçakla kaçabilir mi?

istanbul'dan uzaklaşmak "kendim" i seyreltebilir mi?

göreceğiz, deniyorum. 

ne olacağını hiç bilmiyor, ne olmayacağını çok iyi biliyorum.

saçlarım uzadı, uzattım. 

görsen seversin. görebilsen..

seni kendime haksızlık edecek kadar çok özlüyorum.

12 Nisan 2020 Pazar

böceği

buraya iyi bişey yazmak mümkün olmuyor, şimdi hepimiz evdeyiz.. her sabah imdb ortalaması 6.1 olan bir filmin tutarsız hatıralarıyla uyanıyorum, kaldığımız yerden devam edebilmeyi umarak. ne kaldığım yeri, ne devam etmek istediğim yönü hatırlamıyorum oysa.. bu belirsiz bekleyiş her geçen gün kaburgalarımı birbirine yaklaştırıyor, zihnimi bulandırıp, uykularımı bölüyor..
en kötüsü de, zerre iyiye gitmiyor.

dalgaların sesini hayal ediyorum, saçlarım uçuşuyor gece esintisinde, güleceksin belki ama omzuma sardığın şalı hissedebiliyorum.. atom dudaklarımı yaktıkça, içinde buzların salındığı rakıyla serinletiyorum onları.. ne çalıyor? bilmem, sen ne istersen.. ah seni tanıtmadım değil mi, sen benim tatlı sürprizim..

1 Şubat 2020 Cumartesi

caol ila

bugün yürüyordum öyle, sakin bir moda turuydu.. köşkün sokağında biri omzuma dokundu, dönüp genç kadının yüzüne baktım.. soğuktan kızaran burnunu, koyu kaşlarını, ince dudaklarını inceledim.. "merhaba, sahildeki barda çalışıyorum , geçen hafta sonu çok ağlamıştınız hani.." dedi. ağlamadığım bir hafta sonu hatırlamaya çalıştım.. "daha iyi misiniz? her şey yolunda mı?" diye sordu. gülümsedim. sen olsan ne yapardın? eminim sen de gülümserdin."hayır." demek istedim, "hayatım hala berbat ama param olmadığı için artık evde ağlıyorum.." ama onun yerine; "evet." dedim, "şimdi daha iyiyim, teşekkürler.." "sevindim" dedi, "içime işlemişti göz yaşlarınız, arkadaşınız da çok çaresiz görünüyordu." sana anlatmak istiyorum bunu. telefonu açıp, "merhaba, begüm ben hatırladın mı?" diye sitem etmek, sonra da bugün olan, bu şeyi sana anlatmak istiyorum. ama anlatamıyorum.. sonra, seni özledim demek istiyorum, seni çok özledim. ama bitti, yokuz artık. nasıl olacak? kim sana seni ne kadar sevdiğimi söyleyecek? kimse. çok seviyorum oysa.. ne kötü. umurunda mı, onu bilsem bile yeter aslında.. bu daha kötü.

5 Ocak 2020 Pazar

falcon

yüzmeye devam etmeden önce suyun neresinde olduğuma bakmam gerekti, etrafımda çember çizmeye başlamıştım, üstelik kıyıya dramatik biçimde yakın.. şimdi tükenen nefesimi düzene sokmak, yorulan kollarımı dinlendirmek için sırt üstü yatıyorum. yüzüm güneşe dönük, suyun altındaki sesleri dinliyorum.. yeni yaşıma bu noktada gireceğim. öncesinden şüpheliyim, sonrasını ise hiç bilmiyorum, son umut kırıntılarımla kurduğum bütün hayallerim tek seferde yıkıldı zira.. mecburdum buna, defalarca kırılan kalbimi, un ufak edilmiş özgüvenimi, darmadağın olmuş duygularımı, artık kontrol edemediğim sinirlerimi, kuruyan gözyaşlarımı, yanan midemi, hiç kesilmeyen migrenimi ve özlemekten ağrıyan omuzlarımı onarmak için. tatil değil yoksa.. böyle. evdeyiz nikka'yla, film izliyoruz, kitap okuyoruz, duruyoruz biz. tek ihtiyacımız manikür..