hiç başlamamış bir cümlenin ortasındayım...
eski bir berjere yan oturmuş, ucuz bi şarap içiyorum...
özneler öyle kuvvetli ki, bi yükleme gerek kalmıyor...
mis gibi karışık...
25 Nisan 2008 Cuma
23 Nisan 2008 Çarşamba
17 Nisan 2008 Perşembe
15 Nisan 2008 Salı
11 Nisan 2008 Cuma
10 Nisan 2008 Perşembe
siyah
" 'dört' kim?" diye sordu bugün biri,
" 'altı' ve 'yedi'yi tanıyorum, 'sekizi' de belki hayal-meyal... ama 'dört'ü ben de çözemedim henüz" dedim..
'inanmış'ı oynadı ve gitti...
daha birkaç gün uğramaz...
" 'altı' ve 'yedi'yi tanıyorum, 'sekizi' de belki hayal-meyal... ama 'dört'ü ben de çözemedim henüz" dedim..
'inanmış'ı oynadı ve gitti...
daha birkaç gün uğramaz...
beyaz
kimseyi değiştirmeye niyetim yok benim,
bir başkası için değişmeye de zira...
belki bir "başka"ya niyetim yok asıl...
bilmem...
ama "niyet" harika bir kelime;
nar gibi, içinde bi dolu lakırdıyla...
bir başkası için değişmeye de zira...
belki bir "başka"ya niyetim yok asıl...
bilmem...
ama "niyet" harika bir kelime;
nar gibi, içinde bi dolu lakırdıyla...
biraz daha sarı
ne düşünüyordum yine kimbilir ki, çenemden boynuma kaydı elim.
parmaklarım şah damarımı farkedince durdum,
kalbimin atışını dinledim bir müddet,
peki, belki biraz daha fazla...
anladım ki, unutmuşum onu orada...
özür dilemek istedim,
yüz bulamadım...
faydası da olmazdı zaten...
parmaklarım şah damarımı farkedince durdum,
kalbimin atışını dinledim bir müddet,
peki, belki biraz daha fazla...
anladım ki, unutmuşum onu orada...
özür dilemek istedim,
yüz bulamadım...
faydası da olmazdı zaten...
8 Nisan 2008 Salı
3 Nisan 2008 Perşembe
quedate luna
bi verandada uturuyorum,
hafif bi hırka omuzlarımdaki...
bir suya dönük yüzüm,
bitmez-soğumaz bir kahve elimdeki, azıcık acıbadem likörüyle...
huzurluymuşum gibi uzatmışım ayaklarımı,
ve üşürmüş gibi kapatmışım omuzlarımı,
kara kara hiçbir şey düşünüyorum...
bir özlemek hissi içimdeki,
ama bu anı küstürmemek için ses çıkarmıyorum...
hiçbir şeyin arasına hiç kimseyi saklayıp, bir yudum daha alıyorum olmayan kahvemden ve benim olmamış hülyalara dalıyorum bu olmayan verandada...
beklerim...
hafif bi hırka omuzlarımdaki...
bir suya dönük yüzüm,
bitmez-soğumaz bir kahve elimdeki, azıcık acıbadem likörüyle...
huzurluymuşum gibi uzatmışım ayaklarımı,
ve üşürmüş gibi kapatmışım omuzlarımı,
kara kara hiçbir şey düşünüyorum...
bir özlemek hissi içimdeki,
ama bu anı küstürmemek için ses çıkarmıyorum...
hiçbir şeyin arasına hiç kimseyi saklayıp, bir yudum daha alıyorum olmayan kahvemden ve benim olmamış hülyalara dalıyorum bu olmayan verandada...
beklerim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)