28 Ağustos 2010 Cumartesi

eksik bir şey

bazen sanıyorum ki, ömrümü omzumda ince bir hırkayla bir iskemlenin üzerinde oturup, gözlerim çakmak çakmak, iyi ya da kötüden bahsederek, telaşsız, minik lokmalar ve yudumlarla karnımı/ruhumu doyurarak, fonda incesaz ya da ezginin günlüğü ya da sırayla her ikisiyle..
sanıyorum ki yaşamın içine karışıp, tokatlarını yedikten ve taşlarında dizlerimi, avuç içlerimi yaraladıktan hemen sonra,
yani bir süre sonra,
bir kısım ömrümü böyle geçirebilirim..
sanıyorum.

26 Ağustos 2010 Perşembe

değirmenler

bir ortaçgil şarkısından daha iyi olan, onu fikret kızılok'un söylemesidir.. >>

18 Ağustos 2010 Çarşamba

bi

ablası abisi olanlar kendi dönemlerinin bi tık (bi tık ama çok değil) önünden giderler.. bende de aynısı oldu, ablam izliyo diye geceleri oturur, gözümden uyku aka aka parlement sinema şeysini izlerdim, miniciktim rolling stones un başarı öyküsü kitapçıklarını okurdum, bu yüzden doğru dürüst klasik okuyamadan yeraltı edebiyatının içinde buluverdim kendimi falan.. işte yine doksanların ikinci yarısı, ben sefili orta okula yeni başladım herhalde, jim morrison la yeni tanışmışım, hastasıyım, büyüyünce kesin onun gibi bi adama aşık olucam ve harika bi hayatımız olacak, çok pis meg ryan triplerindeyim.. alternatifi genç osman.. aklımca yaşıyor olmasından dolayı şansım var. ve tabii bu adamların muadillerini seçmek için elimde sadece mavi gömlek, lacivert ceket giymiş, sakalı çıkmamış teenagerlar var, bakıyorum bakıyorum, onlardan adam olmuyor.. (olmadı da) ömrüm okula gidip milleti gömmekle geçiyor zaten, çünkü hepsi hala mustafa sandal, tarkan dinliyorlar.. ben şahaneyim tabii ki. benim gibi bikaç tane daha var, çete gibiyiz ve alabildiğine cooluz.. garnizonun içinde sefil bi sinema salonu vardı, vizyondan kalktıktan aylar sonra gelirdi filmler. forrest gump, leon, derken after hours u izlemiş alametifarikasını çözememiş fakat bi farklılık sezmiş, bayılmıştım ve aklıma kazınan natural born killers..
işte tam o yıllar..

.. hiçbir şey olmadı. bi devamı yok, bir yerlere bağlamak için yazmadım bunları. sabah yolda 'ben kimleyim'i dinlerken geldi hepsi aklıma. e seviyorum hatırlamayı ve anlatmayı.. iyi geliyor çünkü, uyuyamıyorsam uyuyor, ağlıyorsam susuyorum evimizi, o yılları hatırladıkça..
bi de ablamı çok özlüyorum bazen, ona da iyi geliyor..

13 Ağustos 2010 Cuma

13

gel bana izin ver, ayıplarımı anlatmama müsade et.
yalanlarımı dinle..
ben seninkilere hazırım,
sana inanmaya,
sormadan,
kurmadan..

meraklandırma beni,
merak çeperlerimi oyuyor..

ben böyle sağ elim sol avcumun içinde,
böyle saçlarım ıslak, ayaklarım çıplak beklerken..
yapma..

11 Ağustos 2010 Çarşamba

relieved

oluyo öyle şeyler..

7 Ağustos 2010 Cumartesi

bir defter biterken..

içimdeki küçük kız,
o küçük kasabada yaşayan kız,
küçük yaşayan kız,
küçük..
14.10.09

"yap şunu, sana seni sevdiğimi söylerim!" (shopping and fucking)
..orada, zahiri, ellerimle var ettiğim 'sarı' sıcak köşede devam ediyorum.
onsuz, onu düşünerek, yine..
bağımlılık mı dedi biri?!
gelsin bunu görsün..
19.10.10 23.35 beyoğlu

birini herkesten, herkesi sevdiğimizden ya da herkesin onu sevdiğinden çok sevmek, onu yeterince sevdiğimiz anlamına gelmez.
13.12.09

benim seçici, vakur, hatta zaman zaman küstah bir hafızam var. fakat 'ben' onun kadar olamıyorum.
21.01.10 / 01.20

..olayların tazahürü karlı, telaffuzum hareli..
08.02.10 / 10.02

bugün olsa, yine aşık olurdum sana.
10.03.10

bir mendilin üzerinde yazılı ismin, havanın serinliğine inat sıcacık. yalnızca seni düşün-ebili-yorum..
16.04.10

okuduğum iki satırın arasından bakışlarımı ona çevirdim hep. her bakışımda bir peri toz serpti içime.. rehabilite ediyor varlığı.
korkusuz, ta içine bakıyor insanın..
mis gibi o..
-azra- 24.04.10

aşkın içinde, doğasında istemsiz bir üstüne alınma var. bu onun harını arttırıyor üstelik..
30.05.10

ön yargılıyım ben, sabit fikirli değil..
şükür..
11.06.10

benim edim hatalarım benden öte. kararlı, atik ve akılcılar..
yani kimi zaman..
hiç değilse bir yanım büyüyor..
05.08.10 bozcaada

just hold my hand

'siyahtı saçları' dedim,
'evet' dedi bana.
've dağınıktı' dedim ona,
'doğru' dedi.
güldüm, güldü..
'ama' dedim 'bu benim hayalim?..'
'yalnızca senin değil demek ki' dedi bana.
sevdim, sevdi..

sanırım..
umarım..

cesaretle ilgili..
ve doğru şarkıyı dinlemekle..
aynı şarkıyı dinlemekle..

bilmedim..