7 Ağustos 2010 Cumartesi

bir defter biterken..

içimdeki küçük kız,
o küçük kasabada yaşayan kız,
küçük yaşayan kız,
küçük..
14.10.09

"yap şunu, sana seni sevdiğimi söylerim!" (shopping and fucking)
..orada, zahiri, ellerimle var ettiğim 'sarı' sıcak köşede devam ediyorum.
onsuz, onu düşünerek, yine..
bağımlılık mı dedi biri?!
gelsin bunu görsün..
19.10.10 23.35 beyoğlu

birini herkesten, herkesi sevdiğimizden ya da herkesin onu sevdiğinden çok sevmek, onu yeterince sevdiğimiz anlamına gelmez.
13.12.09

benim seçici, vakur, hatta zaman zaman küstah bir hafızam var. fakat 'ben' onun kadar olamıyorum.
21.01.10 / 01.20

..olayların tazahürü karlı, telaffuzum hareli..
08.02.10 / 10.02

bugün olsa, yine aşık olurdum sana.
10.03.10

bir mendilin üzerinde yazılı ismin, havanın serinliğine inat sıcacık. yalnızca seni düşün-ebili-yorum..
16.04.10

okuduğum iki satırın arasından bakışlarımı ona çevirdim hep. her bakışımda bir peri toz serpti içime.. rehabilite ediyor varlığı.
korkusuz, ta içine bakıyor insanın..
mis gibi o..
-azra- 24.04.10

aşkın içinde, doğasında istemsiz bir üstüne alınma var. bu onun harını arttırıyor üstelik..
30.05.10

ön yargılıyım ben, sabit fikirli değil..
şükür..
11.06.10

benim edim hatalarım benden öte. kararlı, atik ve akılcılar..
yani kimi zaman..
hiç değilse bir yanım büyüyor..
05.08.10 bozcaada

4 yorum:

lula dedi ki...

"birini herkesten, herkesi sevdiğimizden ya da herkesin onu sevdiğinden çok sevmek, onu yeterince sevdiğimiz anlamına gelmez." mi?

seni hiç bulmasaydım bile tanırdım. hiç tanımasaydım bile severdim. hmm?

begüm dedi ki...

iç taşması..

her şeyiyle, her ihtimalle sevme arzusu/eğilimi..

sanki?

lula dedi ki...

defter demişken, kanyon notebook'ta şahane defterler var begüm. gerçekten. fiyatlarını görünce bir değil bin tane alacaksın.

begüm dedi ki...

üçkağıtçı'dan aldığım turkuaz renk yapraklı minik defterime not aldım bunu.o biter bitmez, hemen..