26 Kasım 2008 Çarşamba
ben metaforu değil, o beni sever..
yüksek ökçeli pabuçlar beğeniyorum..
ama biliyorum ki vuracak, ağrıtacak, yürüyemem zaten, takılırım, düşerim bile..
ben ki spor ayakkabıyla düz yolda düşen insan...
mağzalara girip deniyorum, cır cır konuşuyorlar; jeanin altına da giyebilirsiniz, çok rahattır, alışırsınız, çok güzel taşıdınız..
peki.
almadan çıkıyorum..
onlar vitrinde güzel, benim olunca acıtıyorlar..
ya da ben, "benim" yapmayı bilmiyorum...
ama biliyorum ki vuracak, ağrıtacak, yürüyemem zaten, takılırım, düşerim bile..
ben ki spor ayakkabıyla düz yolda düşen insan...
mağzalara girip deniyorum, cır cır konuşuyorlar; jeanin altına da giyebilirsiniz, çok rahattır, alışırsınız, çok güzel taşıdınız..
peki.
almadan çıkıyorum..
onlar vitrinde güzel, benim olunca acıtıyorlar..
ya da ben, "benim" yapmayı bilmiyorum...
kendin yaz kendin oyna
ben sana değil, senin hallerine, "ben" haline aşık olmuştum..
şimdi, bu aşk bitmediyse de, "ben" halin gideli çok olduğundan, hükümsüzdür..
senin varlığın hiçbir anlam ifade etmez..
şimdi, bu aşk bitmediyse de, "ben" halin gideli çok olduğundan, hükümsüzdür..
senin varlığın hiçbir anlam ifade etmez..
25 Kasım 2008 Salı
24 Kasım 2008 Pazartesi
20 Kasım 2008 Perşembe
hayat bilgisi
hergün değilse de, gün aşırı bir hata.. hep!
bi dolu yanlış..
bi de bunların dört tanesinin bir doğru götürdüğünü düşünürsek..
düşünmeyelim..
bi dolu yanlış..
bi de bunların dört tanesinin bir doğru götürdüğünü düşünürsek..
düşünmeyelim..
17 Kasım 2008 Pazartesi
ikibuçuk
bazen,
sol elimi kıpırdatamıyorum. zor haraket eden sağ ile sarsıyorum, tüm gücümle itiyorum, çekiyorum, vuruyorum.. his dahi yok..
izliyorum, hareketsiz sol elimi, onu bedenime bağlayan kolumu izliyorum uzun uzun..
yine de, sol elim kıpırdamıyor..
bazen..
sol elimi kıpırdatamıyorum. zor haraket eden sağ ile sarsıyorum, tüm gücümle itiyorum, çekiyorum, vuruyorum.. his dahi yok..
izliyorum, hareketsiz sol elimi, onu bedenime bağlayan kolumu izliyorum uzun uzun..
yine de, sol elim kıpırdamıyor..
bazen..
14 Kasım 2008 Cuma
13 Kasım 2008 Perşembe
9 Kasım 2008 Pazar
son derece çakma bir diyalog
'yeter' diye bağırmak istiyorum. ama öyle ki, sesim gelip evinin camlarını zorlasın...
sen şimdi diyeceksin ki; "begüm saçmalama, küçücük kızsın, nasıl gelsin sesin ordan buralara.." "farz-ı misal" diyeceğim ben, "öfkemi anlatabilmek için öyle dedim..". "of, nooldu yine, ne okudun bakalım sen?" diye soracaksın bıkkınlıkla, "neden ki, bi masal okudum en son" derdemez ben, "hiç yaramamış sana, okuma bi daha!" diye kestirip atacaksın. çok değilse de bir müddet susacağız, -dakikalarca sürenlerin yanında bu nedir ki!- sonra, "evet, o zaman sen oku bana" diyeceğim, "o iyi gelecek..."
sen şimdi diyeceksin ki; "begüm saçmalama, küçücük kızsın, nasıl gelsin sesin ordan buralara.." "farz-ı misal" diyeceğim ben, "öfkemi anlatabilmek için öyle dedim..". "of, nooldu yine, ne okudun bakalım sen?" diye soracaksın bıkkınlıkla, "neden ki, bi masal okudum en son" derdemez ben, "hiç yaramamış sana, okuma bi daha!" diye kestirip atacaksın. çok değilse de bir müddet susacağız, -dakikalarca sürenlerin yanında bu nedir ki!- sonra, "evet, o zaman sen oku bana" diyeceğim, "o iyi gelecek..."
8 Kasım 2008 Cumartesi
4 Kasım 2008 Salı
10/22/07
"ne söylesem aynı tepkiyi vereceksin. o yüzden susuyorum" dedi. bekledim, suskuluğun bir seçenek olmadığını anlasın diye -anlamazlıktan gelmekte üstüne yoktur-..
bekledim.
bir kapı kolu hatırlıyorum, merdivenler, çöp toplayan kapıcı, sokak, rüzgar, taksi, karadeniz türküleri...
uyandığımda karanlıktı hava hala.
rüya olsun çok isterdim..
üç mevsim ileri, tam iki adım gerideyim..
33,7
bana ne olduysa kendim yaptım! beni ben üzdüm! benim hayal kırıklarım, hep benim umut etmelerim! işte şimdi bunlar da benim küskünlüklerim! hepsini kendim yaptım, yüzümdeki bu donukluğun sebebi hep kendim, kimsenin izi yok, tek bir isim yok! tümüyle benim, ben!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)