parmaklarımın arasından kayışını izliyorum,
elimde bıraktığın izi...
ağlamaya mecalim yok.
dur diyecek...
ve sen henüz bilmiyorsun bile gittiğini...
birazdan daha önce senin oturduğun bu iskemleden kalkıp, senin son kez dönüp baktığın şu kapıdan çıkacağım, senin hiç bilmediğin bir ruh haliyle...
beraber izlediğimiz korku filimleri gibi, ama eş zamanlı, gerçek...
seni özlemem sanırım, seninse beni özlemeyeceğine eminim.
kırılacak değilim, kırılmadık düşüm kalmadı zira...
ağlamaya mecalim yok...
gücüm...
bitti...
2 yorum:
aglamaya mecalim yok deme
basbaya useniyorsun iste..
mecalin olsa da sirf usengecliginden aglamazsin.. bunu en az senin kadar o da biliyor.. yalansa yalan de.. simdi ona da usenirsin ama..
(icimden geldi, hep sen mi sacmayabilirsin sandin :)
üşengeçliğimden gidiyor zaten...
doğru saçmaladınız...
Yorum Gönder