yolda birilerini görüyorum bazen, bir-birbuçuk senedir görmediğim...
"nasılsın?" diye soruyorlar,
"iyiyim, sen?" diyorum, cevabını merak ettiğim bile oluyor...
"saçını kestirmişsin" diyorlar,
"evet kestirdim" diyorum,
sonra,
"o dönem çok mutsuzdum çünkü" diyorum içimden...
"ama ondan önce de delice mutluydum" diye toparlıyorum hemen.
"şimdi...
şimdi hiçbiriyim, hissizim..
o yüzden sana böyle boş boş bakışım.."
.
"neyse" diyorum sonra,
"seni tutmayayım, hoşçakal. kendine iyi bak..."
ne demekse...
30 Kasım 2007 Cuma
28 Kasım 2007 Çarşamba
26 Kasım 2007 Pazartesi
23 Kasım 2007 Cuma
küçük insan
.
"omzunda bi semenderle bana doğru yürüyordu..."
bu sabah, bi köşeyi dönünce, -pıt- diye düştü bu cümle önüme... olur böyle şeyler zaman zaman, ama ben hemen yüz vermem öyle her cümleye, o yüzeden görmezden geldim önce, ama giriverdi zihnime, yanıp sönmeye başladı neon ışıklarıyla...
nasıl bi cümleki bu?! ne önüne bi hikaye alabilir, ne ardına bi sonuç...
hem semender ne ki?! ne işi var ki bi omuzda?! ve bana doğru yürüyor... ne alaka?!
kimsesiz, hikayesiz bu cümleyi ben sahipleniyorum şimdi; minik defterimde bomboş bi sayfanın bi kenarına iliştirdim, yadırgar sandım yerini, aksine keyifle yerleşti, yorulmuş, uyuyakaldı...
"omzunda bi semenderle bana doğru yürüyordu..."
bu sabah, bi köşeyi dönünce, -pıt- diye düştü bu cümle önüme... olur böyle şeyler zaman zaman, ama ben hemen yüz vermem öyle her cümleye, o yüzeden görmezden geldim önce, ama giriverdi zihnime, yanıp sönmeye başladı neon ışıklarıyla...
nasıl bi cümleki bu?! ne önüne bi hikaye alabilir, ne ardına bi sonuç...
hem semender ne ki?! ne işi var ki bi omuzda?! ve bana doğru yürüyor... ne alaka?!
kimsesiz, hikayesiz bu cümleyi ben sahipleniyorum şimdi; minik defterimde bomboş bi sayfanın bi kenarına iliştirdim, yadırgar sandım yerini, aksine keyifle yerleşti, yorulmuş, uyuyakaldı...
21 Kasım 2007 Çarşamba
19 Kasım 2007 Pazartesi
alice
bazı sabahlar bacaklarımda, kollarımda morluklarla ve çiziklerle uyanıyorum; "yine aynı kabusu gördüm heralde" diyorum hemen. ilkinde değilse de, ikinci fincan kahveyle hafifliyor sızısı...
geçiyor diyemem ama dayanılıyor...
...
bazı akşamlar bacaklarımda, kollarımda morluklarla ve çiziklerle giriyorum yorganın altına; tek kelime çıkmıyor ağzımdan. uyku tutmuyor, dinlediğim müzikler, okuduğum öyküler fayda etmiyor, hafiflemek şöyle dursun, artıyor sızısı...
'gerçek' onlar, onlara dayanılmıyor...
geçiyor diyemem ama dayanılıyor...
...
bazı akşamlar bacaklarımda, kollarımda morluklarla ve çiziklerle giriyorum yorganın altına; tek kelime çıkmıyor ağzımdan. uyku tutmuyor, dinlediğim müzikler, okuduğum öyküler fayda etmiyor, hafiflemek şöyle dursun, artıyor sızısı...
'gerçek' onlar, onlara dayanılmıyor...
15 Kasım 2007 Perşembe
14 Kasım 2007 Çarşamba
02
bugün attığım adımları ertesi gün geri almaktan yoruldum...
beklemekten de sıkıldım artık...
beklemekten de sıkıldım artık...
oldukça kırmızı bi gün...
12 Kasım 2007 Pazartesi
8 Kasım 2007 Perşembe
basit
huzurlu, yemyeşil bir çimen kokusu...
deliksiz bi uyku...
çizgili rüyalar ve
kaba bi kız...
deliksiz bi uyku...
çizgili rüyalar ve
kaba bi kız...
...altı gün...
1 Kasım 2007 Perşembe
limon
bi virüs var bünyemde, zihnimdekinden başka... limonlu şeyler içiyorum sürekli onun için;
limonlu tavuk suyuna çorba,
limonlu çay, ıhlamur,
votka limon ve
yalnızca limon...
diğeri içinse; "mutsuz olman gerekiyormuş, sessizce geçmesini bekle." dedi çok bilmiş bi doktor, bekliyorum...
kafası karışık bi dostum da; "sataş, bulaştır" dedi, kulak asmadım...
bi kocakarı da; "başka çaresi yok, kurbağa kanı içeceksin" dedi, içtim. geçmek şöyle dursun, bi de hıçkırık tuttu üstüne...
limonlu tavuk suyuna çorba,
limonlu çay, ıhlamur,
votka limon ve
yalnızca limon...
diğeri içinse; "mutsuz olman gerekiyormuş, sessizce geçmesini bekle." dedi çok bilmiş bi doktor, bekliyorum...
kafası karışık bi dostum da; "sataş, bulaştır" dedi, kulak asmadım...
bi kocakarı da; "başka çaresi yok, kurbağa kanı içeceksin" dedi, içtim. geçmek şöyle dursun, bi de hıçkırık tuttu üstüne...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)