17 Şubat 2010 Çarşamba

estiler

gitmek yapışkan bir hal..
gittiğin zaman, 'giden' olduğun zaman, yapışır bu yafta.. aradan geçen zamanın tanımı, -görece- uzunluğu mühim değildir..
bir kere gittin mi, dönsen bile, 'gitmiş' olarak kalacaksın..
kalan kişi, eşya ya da hatıra, bunu daima hatırlatacaktır, bilhassa derin sessizliklerle..
kalanın 'biz'liği senin tekilliğinle beraber büyüyerek boğazında bir yumruğa dönüşecek, gitmek ağırlığını daima hissettirecektir..
ve fakat, gidebilmek varken kalmayı seçmek, çok daha büyük, riskli, uzun vadeli ve her hale gebedir.. işte tam bu nedenle gitmek, bazen gereklidir..

Hiç yorum yok: