15 Ağustos 2007 Çarşamba

kedi merakı

bazı günler, ama nadiren, -ne kadar bilsem de ertesi gün yine berbat hissedeceğimi- saçma bi mutlu oluyorum...
mutludan ziyade -çünkü "mutluyum" demek iddialı bi laftır ve aslında "mutluluk" başlıbaşına büyüktür zaten...- umutlu oluveriyorum...

"bu kökünden kestiğin tırnakların uzayacak, ne var ki!" diyorum kendi kendime...
sonra, "bu t-shirt ne çok yakışıyormuş bana" diyorum, aynadaki aksime bakarken, "bak, saçların da uzadı zaten, hatta kabarıyorlar bile"...
doymak sarhoşluk etkisi yaratıyor... "ne yedik yahu!" diyip, karnımı sıvazlıyorum arkama yaslanırken...
"haftaya bugün..." başımı sola yatırıp hafifçe, tavana bakarken; "haftaya bugün, başka bi şehirde güneşleniyor ve 'chicago'ya ayaklarımla ritm tutuyor olacağım" diye düşünüyorum...
sonra, "bu merdiven yanlış çizilmiş yahu!" diye hayıflanıyorum, hemen geçiyor ama...
esniyorum keyifle, bi şarkıya eşlik ediyorum, nakaratını dahi bilmeden...

ofisten çıkarçıkmaz yeni gözlüklerimi takıyorum, koccamanlar...
tüh! dolmuşta da yer yok, e olsun...
ooooooo 5 dark alana bi bardak hediye, "olley!!"
bir miktar sudoku, bir adet scrubs ve bikaç telefon konuşması, biraz dedikodu, bir tatlı azar, öptüm, byby...
hiçbi sebebi yok bu günlerin, uyanılan sabahın dahi kendinden haberi olduğunu sanmıyorum. ama iyi, lazım dahası...

saat onikibuçuk, yatarım az sonra ve sabah nasıl uyanırım bilinmez...

ama hayat karamelli dondurma gibi şimdi, içinde kahve parçacıkları olan...

Hiç yorum yok: