13 Ağustos 2007 Pazartesi

yastığımın yüzü...

"bi dilek tut!" dedim leyla'ya dün ortaköye giderken...
sonra kendim de tutmak istedim,
bulamadım...
bir dileğim olsun istedim, ihtimeliyle avunabileceğim...
bulamadım...
hep tuttuğum bi dilek vardı onu hatırlamak istedim,
hatırlayamadım...
hayatımın tastamam olduğunu düşünmek istedim,
inanamadım...

leyla da yetişemedi köprüye zaten, yürüdük gittik...
yedik, içtik, konuştuk...
bi dolu keyifsiz söz söyledim gene, bazen çok koyveriyorum kendimi...

döndük sonra,
"bu sefer unutma!" dedim leyla'ya, "dilek tut!"
ben de bişeyler istedim telaşla, çok öte bi zaman için, çok doneli bişey gelebildi ancak aklıma...
'yarın onu görmeyi' dileyebilirdim oysa...
ya da,
onu bir daha hiç görmemeyi...


yaşadığım an için zerre heycanım olmadığını, "bugün"e hiç inanmadığımı farkettim...
kötü bu...

ne çok severdim ben dilek tutmayı...
her kayan yıldızda...
şimdi,
başımı kaldırıp gökyüzüne bakmak dahi gelmiyor içimden...

1 yorum:

sebnem dedi ki...

sakın başını kaldırma begüm. böyle durumlarda boynun tutulsa da yıldız kaymıyor zaten. sözleşmiş gibi..