uçan balonları seviyorum ben…
küçük, renkli şekerleri…
pizzayı elimle yemeyi,
"kolay gelsin" demeyi...
bir basamağı iki adımda çıkmayı,
saçlarımın ıslaklığını...
annemin kırışıklarını…
yemek yapan elleri,
kahveyi, rakıyı…
bomboş defterleri,
saklanmış sinema biletlerini…
uzun araba yolculuklarını,
kısa otobüs yolculuklarını,
ama en çok deniz yolculuklarını…
kanlıcadaki o parkı…
misinaları…
o günü…
bazı şeyleri unutmayı,
ama seni hep aklımda tutmayı…
6 yorum:
al bu da obur yanagim gibi olmus bu... kolay gelsin sana
derken?!
kırıntıları toplama, biriktirme, istifleme ve ille de bir bütün çıkarma hali bana yapış yapış geliyor, tahammül edemedim birden. bişi yazmıycam demiştim tutamadım kendimi; kötü niyetli değilim de tahammülsüzüm galiba. herkes benim gibi çabuk vazgeçsin istiyorum.
hah!
"kolay gelsin"...
evet bana kolay geliyor boylesi..
kırıntıları biriktirip, ille de bir bütün çıkarmaya çalıştığım fikrine nerden kapıldın ki? elimizdekiler bir bütünden kalan kırıntılar olup zamanla tek tek kayboluyor da olabilirler.. ya da onları saklamak parmağımıza bağladığımız bir ip görevini görebilir, tekrarlamamak üzere...
ve sanırım insan bişeylere -gerçekten- değmediyse öyle çabuk vazgeçebilir ancak...
aradan birbuçukay geçmiş ama bugün böyle tepki vermek geldi içimden...
Yorum Gönder