hiçbir yere gitmedik biz seninle henüz, gideceğimiz de yok korkarım, bir “biz” olmaklığımız da yok zaten, kısa bir süre “siz” olduk o kadar… … sevmeden özlüyorum seni…
bunu ben de hayatimdaki birisi icin yazabilirdim satir satir ayni kelimelerle.. sevmeden ozlemek gibi kelimelere dokmemistim sadece karsimdakinin huysuzluklariyla, kendine guvensizlikleriyle bende sevme korkusu yarattigini dusunmustum -ne zaman yaklassam uzaklasan- ama boyle daha zarif..
ben hic o kadar sabirli olamadim galiba, ya da basaracagim tutkusuyla iki yakasini biraraya getiremedigim eski bir kirikliktan aldigim ders; ugrasamiyorum..
sanırım aynı sabırsızlık nedeniyle hayatımdaki bir kimse sırra kadem basmıştı... kendine güvensizliğinden ve/veya çocukluğundan olsa gerek, o bunu (bile) söylemek yerine bahaneler uydurmuştu... korkarım cesaretini hiçbir zaman toplayamayacak, çok yazık... böylesi tesadüf garip gerçekten... bu kadar gizem yetmez mi? bir ismin var mutlaka, asıl merak ettiğim; beni tanıyor musun?
sanıyorum aynı mekanları kullanıyoruz da tanışmıyoruz, ya da ben farkında değilim. herhangi bir salaklık yapıyor olma ihtimalime (tanışıyorsak ve ben unutmuşsam) ve de bütün bu yazışmaların başlangıcındaki o tesadüfün gerçek olma ihtimaline karşı (çünkü hayat garip tesadüflerle dolu...) böylesi daha iyi. ama içini rahatlatacaksa kesinlikle yakın çevrenden biri değilim -o kadar unutkan değilim :)-
7 yorum:
bunu ben de hayatimdaki birisi icin yazabilirdim satir satir ayni kelimelerle.. sevmeden ozlemek gibi kelimelere dokmemistim sadece karsimdakinin huysuzluklariyla, kendine guvensizlikleriyle bende sevme korkusu yarattigini dusunmustum -ne zaman yaklassam uzaklasan- ama boyle daha zarif..
çok hoş... :)
c.claudel, rodin'den vazgectiginde;
"kirintilarla yetinmenin acisini vazgecisinkiyle degistirdi.."
kırıntılar bir bütünün parçaları aslında, sabredip saklamayı, doğru şekilde biraraya getirmeyi bilmek gerek...
ben hic o kadar sabirli olamadim galiba, ya da basaracagim tutkusuyla iki yakasini biraraya getiremedigim eski bir kirikliktan aldigim ders; ugrasamiyorum..
sanırım aynı sabırsızlık nedeniyle hayatımdaki bir kimse sırra kadem basmıştı... kendine güvensizliğinden ve/veya çocukluğundan olsa gerek, o bunu (bile) söylemek yerine bahaneler uydurmuştu... korkarım cesaretini hiçbir zaman toplayamayacak, çok yazık...
böylesi tesadüf garip gerçekten...
bu kadar gizem yetmez mi? bir ismin var mutlaka, asıl merak ettiğim; beni tanıyor
musun?
sanıyorum aynı mekanları kullanıyoruz da tanışmıyoruz, ya da ben farkında değilim. herhangi bir salaklık yapıyor olma ihtimalime (tanışıyorsak ve ben unutmuşsam) ve de bütün bu yazışmaların başlangıcındaki o tesadüfün gerçek olma ihtimaline karşı (çünkü hayat garip tesadüflerle dolu...) böylesi daha iyi. ama içini rahatlatacaksa kesinlikle yakın çevrenden biri değilim -o kadar unutkan değilim :)-
Yorum Gönder