4 Şubat 2008 Pazartesi

"sayıklama"

bugün hava sisliydi...
bana koymaz... benim görüşüm hep biraz pusludur zaten...

işte bu yüzden, kuru kayısı yerim ben. kuru kayısı -adı üzerinde- kuru kuru gitmez, yanında şarap içerim, kavunun yanında da rakı... sonra narı çok severim, kaşık kaşık yerim... hele kiraz, enfes! ebbedi yerim.. yok ebbedi yemem, dokunur, ne de olsa herşeyin fazlası zarar...

işte bu yüzden, ben hep söz dinlerim. dinlemeyip de ne yapayım, yoksa iyice zorlaşır yaşamak. insanlar "yaşamak" işini fazla büyütürler, ben büyütmem. yalan söyledim, bazen ben de büyütürüm. evet, ben yalan söylerim, ne de olsa herkes söyler...

işte bu yüzden, jaco dinlerim ben, genç yaşta pisi pisine ölmüştür jaco, bunu hatırlar hüzünlenirim, sonra bi trouble dinler, silkelenirim. sonra bi ambjörnsen okurum, bi gondry izlerim. işte böyle de sıkıcıyım... ama çekinmem, ne de olsa beni bilen bilir...

işte tam da bu yüzden, sağıma döner uyurum ben, çünkü solda kalp vardır, sıkışır... bazen sola dönmesem de sıkışır kalbim, bunu herkes bilir, ne de olsa herkes -en az-bir kere aşık olmuştur...

4 yorum:

evren dedi ki...

olmuş mudur?

begüm dedi ki...

milyonlarca tanımı olduğunu hesaba katarsak...

ışık dedi ki...

tutturmuşmuyuzdur acaba hiç?
bazen diorum da böyle bunun ansiklopedik bi tanımı olsa da bi etiketleyiversem kendimi rahatlasam.. difteri, bronşit gibi belirtileri, ilerleme evresi vs..
o zaman da aşkı aşk yapan bütün kişiye özelliği gider ama işte..
neyse hiç emin olamıycam galiba.. belki de olurum??

b dedi ki...

ben her bahar aşık olurum.