1 Ekim 2009 Perşembe

canım,

kırdım seni biliyorum.. ama özür dilemeye cesaretim yok.. sesimi duymasan daha iyi olacak herşey ve biliyorsun telefonla aram ne kadar kötü.. işte bu yüzden bu -hiç okumayacağın- mektubu yazıyorum.

özlüyorum seni. konuşmalarımızı, içtiğimiz arjantinleri, gittiğimiz oyunları, filmleri.. (biletçinin filmin adını söyleyemeyişini hatırlıyor musun? ne kadar utanmıştı..)
yanında şımarmayı özlüyorum. bilmediğimi esirgememeyi, senden öğrenmeyi özlüyorum. saçmalamayı, o halimin seni güldürmesini, sessiz dürüstlüklerimizi..
mahçubiyetini, mahçubiyetimi, hiç susmayışımızı, birbirimizi ellerimizden tutarak susturuşumuzu..
kelime oyunlarını, karşılıklı küstahlıklarımızı arıyorum. beni cesaretlendirmeni, önemli hissettirmeni..
seni özlediğim kadar, senin tanıdığın begümü de özlüyorum.

aslında herşey aynı..
küskün ve şımarık bir baş belasıyım hala..
bencil biraz da..

ben iki bilet alsam o filme, senin bir tane olduğunu bile bile.. -e severiz biz şiddeti ve gerilimi, evet belki biraz da pornografiyi..-

gelir misin benimle?
izler misin o filmi?
o filmi benimle izler misin?
benimle o filmi izlemek ister misin?

beni affeder misin?

1 yorum:

begüm dedi ki...

alt yazıları okuyamadım ben..