bir masanın iki tarafında oturuyorduk.. masa kareydi ama biz hangi iki tarafındaydık hatırlamıyorum. bütün kajuları silip süpürmüş, fındıkları kibarca eşeliyordum.
"beni" dedim en ciddi ifademle "görmek istemezsen, bunu anlayışla karşılarım." ne beylik laf! bu yetmemiş, eklemiştim, "ama ben seni görmek isterim." karşımda oturan kibar adamın yerinde olsam, ben, beni öldürürdüm..
bundan daha zayıf olduğum zamanlardı, her açıdan zayıf.. öfkeli ve mutsuzdum.. yani o gün sorsanız böyle derdim ama bugün sorduğunuzu varsayarak söylüyorum ki, çok şapşaldım! (şimdi değil miyim? öyleyim, sadece biraz daha az..) dümdüz ilerliyor, çok konuşup, az uyuyor, can yakarak nefes alıyordum. birini sevmekle ilgili problemlerim olduğunu sanıyordum, oysa sevilmekle ilgili sorunlarım stajlarını tamamlamış, önemli görevlerde yer almaya başlamışlardı..
beni görmek istemesini önemsemiyordum ama, görmek istememesi fevkalade mühimdi.. bunu da şimdi anlıyorum.. şimdi anlamadıklarımı da yarın anlayacağımı düşündükçe ceketimin içinde kayboluyorum..
neyse,
o bana ne dedi?!
tebessüm etti..
sanırım..
bana öyle gelmişti..
4 yorum:
geçmişimiz beylik laflarla dolu bir yer zaten. ben şimdi düşününce az da olsa akıllandığım için şükrediyorum. gerçekten.
beylik ve iddialı..
"bir daha asla.."
"ben hiçbir zaman.."
"o değilim, buyum..
vs.
küçük konuşuyorum artık neyse ki.. belki, olabilir falan demeyi, altında kaldığım laflardan öğrendim.
işte büyümek mi, farkındalık mı her neyse..
azar azar..
şükür.
bir de şu var ki bence en şahanesi, "seni tekrar aramadan önce bileğimi keseceğim".. bundan daha ergen bir tümce bilmiyorum. allahım kişisel tarihim, coğrafyam ve dahi edebiyatım ne kadar ürkütücü..
eski defterleri(!) karıştırırken ben de buluyorum bunlardan, gerçi hiçbiri bu denli şahane değil sanırım.. ya da keskin.. :)
Yorum Gönder